AK PARTİ SEÇİMDEN KAÇIYOR: HALKIN ÖFKESİNDEN KORKUYOR MU?
Seçimlerin ertelenmesi, AK Parti’nin halkın karşısına çıkmaktan kaçındığı iddialarını güçlendiriyor. Yüksek enflasyon, işsizlik ve artan hayat pahalılığı halkın yaşamını zorlaştırırken, AK Parti’nin bu ekonomik ve toplumsal sorunlarla seçim öncesinde yüzleşmek istemediği belirtiliyor. Ekonomik krizle başa çıkamayan iktidarın, seçimi erteleyerek zaman kazanmaya çalıştığı ve bu süreçte oy desteğini artırma çabasında olduğu ileri sürülüyor. Ancak bu hamle, halkın öfkesini yatıştırmak yerine daha da büyütebilir.
BAŞKANLIK SİSTEMİ TEK ADAM REJİMİNE DÖNÜŞTÜ: TÜRKİYE DEMOKRASİDEN UZAKLAŞIYOR!
2018’de getirilen başkanlık sistemi, devleti tek adamın insafına teslim etti! Güçler ayrılığı tamamen ortadan kalktı, yasama ve yargı, yürütmenin kulu haline geldi. Devlet, şahsi çıkarlarla yönetiliyor, demokrasi ayaklar altına alındı! Muhalefet susturuluyor, denetim mekanizmaları etkisiz hale getirildi. Türkiye, liderin hırslarına ve keyfi yönetimine mahkum ediliyor! Halkın iradesi yok sayılıyor, kurumlar zayıflatıldı, hırslı bireylerin keyfine bırakılan bir sistem hâkim oldu
. CHP NEDEN SESSİZ? STRATEJİK HATA MI, PASİFLİK Mİ?
CHP’nin seçim erteleme sürecine yönelik güçlü bir tepki vermemesi, muhalefetin stratejik bir geri çekilme yaşadığı eleştirilerine yol açıyor. CHP’nin bu sessizliği, stratejik bir bekleyiş olarak mı yoksa iktidarın oyununa gelen bir pasiflik olarak mı yorumlanmalı? Halkın artan sorunları karşısında muhalefetin bu tutumu, seçmenlerde hayal kırıklığı yaratıyor. Emeklilerin, gençlerin ve işsiz kesimlerin beklentilerine cevap vermekte yetersiz kalan CHP, bu süreçte inisiyatif almazsa muhalefet boşluğunu derinleştirebilir.
MHP KÖŞEYE SIKIŞTI: İTTİFAKTA ZAYIF HALKA MI OLDU?
MHP, AK Parti ile ittifakının bir sonucu olarak siyasi ağırlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Partinin, özellikle milliyetçi tabanını kaybetme korkusu ve ittifak içinde pasifleşen rolü dikkat çekiyor. Seçim erteleme tartışmalarına sessiz kalması, MHP’nin hem iktidar bloğunda hem de kendi tabanında güç kaybetmesine neden olabilir. MHP, milliyetçi politikalardan uzaklaştıkça, kendi tabanının tepkisini çekme riski taşıyor. Bu süreç, MHP’nin ittifak içinde daha da marjinalleşmesine yol açabilir.
EMEKLİLER AÇLIK SINIRINDA: DEVLET NEREDE?
Türkiye’deki ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerin başında emekliler geliyor. Artan hayat pahalılığı, kira ve temel gıda fiyatlarındaki yükselişle birlikte emekliler, aldıkları maaşla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldi. Emeklilerin geçim mücadelesi, hükümetin umursamaz tavrına karşı büyüyen bir tepkiye dönüştü. Devletin emeklilerin sorunlarına karşı sessiz kalması, hükümetin sosyal politikalarındaki zayıflığı bir kez daha gözler önüne seriyor. Seçimlerin ertelenmesiyle birlikte, emekliler için yeni bir iyileştirme adımı atılmayacağı korkusu artıyor.
EĞİTİM VE ADALET SİSTEMİ ÇÖKÜYOR: GELECEK KARANLIK!
Eğitimde nitelik kaybı ve sürekli değişen politikalar, Türkiye’nin geleceğini tehdit eden en büyük sorunlardan biri haline geldi. Gençler, yeterli eğitim alamadıkları için gelecek kaygısı taşıyor, eğitim sistemi ise sürekli yapılan reformlarla zayıflıyor. Aynı zamanda adalet sistemine olan güvensizlik de derinleşiyor. Mahkemelerdeki uzun süren davalar, adalete erişimdeki eşitsizlikler ve yargının bağımsızlığını kaybettiğine dair endişeler, toplumda ciddi bir güven bunalımına yol açıyor. Bu iki temel sistemin zayıflaması, ülkenin geleceğini karartıyor.
BASKILAR ARTIYOR, SAVAŞ KAPIDA: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?
İçerde artan baskılar, gazetecilere ve muhaliflere yönelik uygulanan kısıtlamalar, ifade özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlıyor. Halk, siyasi baskılara karşı sesini çıkarmaktan korkar hale geldi. Dışarıda ise Türkiye’nin çevresi savaşlarla sarılmış durumda. Suriye, Azerbaycan-Ermenistan gibi bölgelerde devam eden çatışmalar, Türkiye’nin savunma politikalarını daha da zorluyor. Hükümetin bu savaşlar karşısındaki politikaları ise belirsizliğini koruyor. İçerde artan baskılarla birleşen dış politikadaki belirsizlikler, Türkiye’yi derin bir siyasi krizin eşiğine getirebilir.
SEÇİM ERTELEMESİ ANAYASAL KRİZİ TETİKLER: DEMOKRASİ TEHLİKEDE!
Seçimlerin ertelenmesi yalnızca siyasi bir hamle değil, aynı zamanda anayasal bir krizi tetikleyebilir. Türkiye Anayasası’nda seçimlerin zamanında yapılmasına dair hükümler açıkça belirtilmişken, bu erteleme girişimi demokrasiye ciddi bir darbe olarak değerlendiriliyor. Seçim erteleme adımının, Türkiye’nin demokratik meşruiyetini tehlikeye atacağı ve siyasi istikrarı derinden sarsacağı öngörülüyor. Bu süreçte yaşanacak her türlü belirsizlik, Türkiye’nin demokrasisine yönelik tehditleri daha da büyütebilir.
VATANDAŞIN SABRI TAŞTI: İKTİDARIN RİSKLİ OYUNU TERS TEPEBİLİR!
Hükümetin seçimleri erteleme girişimi, halkın zaten tükenmiş olan sabrını daha da zorluyor. Ekonomik krizle boğuşan vatandaşlar, adaletin sağlanamadığı bir ortamda baskı altında yaşamaya devam ediyor. Vatandaşın taleplerine karşılık vermeyen bir hükümetin, seçimleri erteleme stratejisi kısa vadede kazanç sağlasa bile, uzun vadede büyük bir patlamaya neden olabilir. Toplumun her kesiminden gelen öfke dalgası, iktidarın bu riskli oyununu tersine çevirebilir.
Yüce Türk Milletine Saygılarımla Arz ederim. Çetin AY
