5. Ordu Edebiyat ve Kitap Günleri Yoğun Katılımla Sona Erdi
ORDU, EDEBİYATA DOYDU!
Altınordu Belediyesi’nce düzenlenen 5’inci Ordu Edebiyat ve Kitap Günleri, edebiyatseverlerin yoğun katılımıyla sona erdi. Kitap Fuarı’nın 7’nci gününde Ordulularla buluşan Yazar Ahmet Büke Ordu’ya olan hayranlığını dile getirirken, köy okullarındaki örnek uygulamalarıyla takdir toplayan öğretmen ve yazar İhsan Kartoğlu, “Ben ders kitaplarının bölgelere göre dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Altınordu Belediyesi, en son 2013 yılında düzenlenen Edebiyat Festivali’ni tozlu raflardan indirerek, 12 yıl aradan sonra Edebiyat ve Kitap Günleri konseptiyle yeniden edebiyat severlerle buluşturdu. 28 Mayıs’ta Akyazı Sahili Etkinlik Alanı’nda kapılarını açan ve 7 gün süren Kitap Fuarı kapsamında Ercan Kesal, Latife Keskin gibi Türk edebiyatının sevilen isimleri Ordu’da ağırlandı. Kitap Fuarı’nın son gününde kentte adeta edebiyat fırtınası esti. 7’den 70’e Kitap Fuarı’na akın eden vatandaşlar, söyleşi ve imza günüyle yazarlarla bir araya geldi. Etkinliklerin 7’nci gününde şair Ahmet Büke, öğretmen ve yazar İhsan Kartoğlu, masal anlatıcısı İlhan Öztürk ve Dağhan Öztürk, yazar İlyas Tunç ile Özgür Zeybek Ordulularla söyleşi ve imza gününde edebiyatseverlere tecrübelerini ve deneyimlerini anlatırken, imza günüyle birebir sohbet etme imkanı buldu.
AHMET BÜKE: ÇOK GÜZEL BİR ŞEHRİNİZ VARMIŞ
Yoğun katılımla gerçekleşen söyleşilerde sahneye çıkan Ahmet Büke, edebiyatseverlere şiir yazma süreci ve şiir yazmayla ilgili bilgiler verdi. Konuşmasına Ordu’ya ilk defa geldiğini belirterek başlayan Büke, “Karadeniz’in epey bir bölümünü gezmiştim ama Ordu’ya hiç gelmemiştim. Çok güzel bir şehriniz varmış. Bu yüzden çok şanslısınız. Ben Egeliyim. Egeli olmak hep denizle bağdaştırılır. Denizci insanlar diye anlatılır ama biz iç Egeliyiz. Benim böyle bir özelliğim var. Son romanımdan önce bir roman yazmıştım. O aslında bir deniz romanıydı. Ben kara çocuğu olduğum için epey denizciliği çalıştım. Zamanında çok fazla Karadeniz ile ilgili literatür taramıştım” dedi.
İHSAN KARTOĞLU: BÜYÜKŞEHİRLERDE SOKAK KÜLTÜRÜ KALMADI
Kars’taki öğretmenlik hayatında öğrencileri için yaptığı örnek uygulamalarla Türkiye’nin kalbini fetheden öğretmen ve yazar İhsan Kartoğlu ise, ‘Her Şey Bir Öğretmeni Sevmekle Başlar’ isimli kitabını yazma sürecini paylaştı. Bu süreçte öğretmenlik hayatında başından geçenleri de okuyucularına aktaran Kartoğlu, Ordu’daki çocukların köy okullarında eğitim gören çocuklara göre daha şanslı olduğunu söyledi. Kartoğlu, “Bilimsel araştırmalar doğrultusunda çocuklar küçük yaşta ne kadar fazla uyarıcıyla baş başa bırakılırsa, ne kadar fazla uyarıcıya maruz kalırsa zihinsel gelişimleri de o oranda artış gösteriyormuş. Kars’ta köyde okuyan bir çocuğun uyarıcılarını sayıyorum; dağ, taş, hayvancılık, inek ve köyde gördükleri evler ile eski model arabalar. Bu çocukların birçoğu trafik bile görmüyorlar. Buradaki çocukların uyarıcılarına bakalım; sinema, tiyatro, lunapark, AVM, gördükleri insanlar, arabalar, trafik işaretleri. Bu saydıklarımın her biri birer uyarıcı. O yüzden buradaki çocuklar aslında zihinsel gelişimi açısından oradaki çocuklara göre daha avantajlı. Ama oradaki çocuklar da açığı şöyle kapatıyorlar; internetle çok fazla haşır neşir olmadıkları için sokak kültürü oralarda hala devam ediyor. Bir anne köy ortamında çocuğunu 2 veya 3 saat yalnız bırakabiliyor. Arkadaşlarıyla birlikte köyün bir alanında oynayabiliyorlar. Top, ip, seksek oynayabiliyorlar. Aynı kültür büyükşehirlerde maalesef yok. Büyükşehirlerde yaşayan anne babalar çocuklarını kendi başarına arkadaşlarıyla AVM dışında nereye bırakabiliyor? Çok zor. Sokak kültürü kalmadı. Oradaki çocuklar da açığı bu şekilde kapatıyor” diye konuştu.
“DERS KİTAPLARI BÖLGELERE GÖRE DİZAYN EDİLMESİ GEREKİYOR”
İhsan Kartoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradaki görev yapan öğretmen arkadaşlara soruyorum; bir soru sorduğunda buradaki çocuklardan daha fazla uyarıcıya maruz kaldıkları için farklı cevaplar alabiliyorlar. Ama bizim öğrencilerimiz daha tek tip cevaplar veriyorlar. Ben ders kitaplarının bölgelere göre dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hayat Bilgisi dersindeyiz ve kazanım şu; çocuk okul kantininden alışveriş yapar. Bizde kantin yok ki. Ben önce çocuğa okul kantininin ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum, sonra alışveriş yapmayı öğretiyorum. Aslında ders kitapları şöyle olmalı; doğuya ya da köy okullarına gelen ders kitapları okul kantininden ziyade köy bakkalından alışveriş yapar kazanımı olsa bizim için daha anlamlı olur. En azından okul kantinini öğretmeye çalışmayız ki, bir süre sonra çocuklar okul kantinini öğrenirler. Bu bir süreç alacaktır. Çocukların algısı böyle kapalı. Haklı olarak okul kantininden bir haber olan öğrencilerim var. Çünkü öyle bir ortamda büyümüyorlar. O yüzden ben buradaki çocukları sosyal aktivite ve uyarıcı anlamında daha şanlı görüyorum. Ama tabi ki hem buradaki çocuklarımız hem de oradaki çocuklarımız için ne gerekiyorsa elimizden geleni yapmalıyız.”
Yoğun katılımla geçen söyleşiler masal anlatıcısı İlhan Öztürk ve Dağhan Öztürk, yazar İlyas Tunç ile Özgür Zeybek konuşması ve imza günüyle sona erdi.
VATANDAŞLARDAN KİTAP FUARINA TAM NOT
Kitap Fuarı’nın son gününde alanı gezen vatandaşlardan Birol Öztürk, “Kitap Fuarları güzel oluyor. Belediyelerin de bu tür etkinleri yapması kültür ve sanat açısından çok değerli. Biz de son gün dolayısıyla buraya geldik ve geziyoruz. Bu tip yerlerde daha çok insanları teşvik ediyor. Değişik kitaplarla tanışıyor. Kitapların yazarlarıyla konuşma fırsatı buluyorsun. Yani insanların okuma hevesini arttırıyor diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Fuarı gezen diğer vatandaşlar da Edebiyat ve Kitap Günleri için Altınordu Belediyesi’ne teşekkür etti.
