Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, emeklilerin kötüleşen durumunu ve yaklaşan genel kurulu değerlendirerek, hükümetin emeklilere yönelik politikalarını eleştirdi. 16 Kasım'daki genel kurulda başkanlığa
UBA-(ESKİŞEHİR) Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, emeklilerin kötüleşen durumunu ve yaklaşan genel kurulu değerlendirerek, hükümetin emeklilere yönelik politikalarını eleştirdi. 16 Kasım'daki genel kurulda başkanlığa aday olacağını açıkladı.
Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz şu ifadeleri kullandı;
“Hem emeklilerin durumunu konuşmak hem de 16 Kasım'da yapılacak olan Türk Emekliler Derneği Genel Kurulu hakkında bilgi vermek için toplandık. Malum, emeklilerin durumu oldukça kötü ve her geçen gün daha da kötüye gitmekte. Geçtiğimiz günlerde enflasyon verileri açıklandı. İnanmasak da belirli rakamlarla açıklamalar yapıyorlar. Ocak ayında yapılacak enflasyon farkı ödemelerinin oldukça düşük tutulması planlanıyor ve hükümetin kasasında yeterli para olmadığından bahsediliyor. Bu durumun sorumlusu emekliler olamaz, ama yıllardır söylediğimiz gibi emekliler bu ülkede ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyor. Ülkemize gelen göçmenler, emeklilerden daha öncelikli kabul ediliyor. Gittiğimiz yerlerde bu insanlar, emeklilerden önce hizmet alabiliyorlar, ancak emekliye gelince rahatsız edici durumlar ortaya çıkıyor.
Hükümet yetkilileri 16 milyon emeklinin sürdürülemez olduğunu söylüyor. Ancak 15 milyon göçmenin sürdürülebilir olduğunu ve öncelikli olduklarını ifade edebiliyorlar, hatta onlara "kardeşimiz" diyebiliyorlar. Bu, emeklilerin göz ardı edilmesi anlamına geliyor. "Sürdürülemez" demek, emeklinin maaşlarının verilemeyeceği anlamına geliyor ki bu durum bizi derinden etkiliyor. Bu nedenle 16 Kasım'daki genel kurulda genel başkanlığa adaylığımı koyuyorum. Emeklilerimizin haklarını savunmak ve daha verimli çalışmalar yapmak amacıyla bu göreve talibim. Eğitimci kimliğimizle emeklilerin daha bilinçli, eğitimli ve anlayışlı olmaları gerektiğini her zaman söylüyoruz. Tercihlerimizi buna göre yapmalıyız.
Eğer 16 milyon emekli bir araya gelirse birçok şeyi başarabileceğimizi düşünüyoruz, ama maalesef emeklilerin bir araya gelmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu inançla emeklilerin büyük bir kısmını bir arada tutarak bilinçli eylemler ve arayışlar sürdürebilmek adına genel başkanlığa adaylığımı açıklıyorum.
Genel merkez seçimlerimize 400 delegeyle katılıyoruz. 8 mevcut yönetim üyesi doğal delege olarak yer alıyor, yani toplam 408 delegeyle katılıyoruz. 15-20 gündür Türkiye'yi karış karış geziyorum, şube başkanlarıyla görüşüyorum. Bu süreçte hastalandım da, seçimlerin zor olduğunu biliyorsunuz. Eskişehir'in 7 delegesi var. Delegeleri gezmek ve bu görüşmeleri yapmak zor ama gerekliydi. Diğer şubelerin tavırları genellikle olumlu. Bizim hedefimiz iktidara gelip gelmemek değil, emekliler için doğru çalışmalar yapmaktır. Mevcut yönetimin görev anlayışının doğru olmadığını ve bu yüzden aday olduğumuzu ifade ettik. Eğer seçilirsek, emekliler için çalmadık kapı bırakmayacağız ve bilinçli bir mücadele vereceğiz.
Liste yapmak zorunlu, ancak 400 delegeye hitap edecek listeyi hazırlamak için zamana ihtiyaç var. Eskişehir'de bu süreci daha fazla zamana yayabilseydik, liste çalışmamızı yapardık. Şu an bireysel aday olarak görünüyorum ama kongre gününe kadar her şey değişebilir. Listeyi oluşturabilirsek listeyle, oluşturamazsak bireysel olarak aday olacağım. Yönetim anlayışım, mevcut yönetimden farklı. Uygun kişiler varsa listeme dahil ederim, ama aksi halde bireysel olarak devam ederim.
Emekli, kışın giyilecek kıyafeti almayı bırakın, artık ekmek bile alamıyor, doğalgazını ödeyemiyor. Geçtiğimiz dönemde doğalgaz ve elektrik faturalarını ödeyemedikleri için icra takipleri başlatıldığını duymuşsunuzdur. Emekliler yapılan zamlardan korkuyorlar. Soğuktan değil, faturaların nasıl ödeneceğinden korkuyorlar. Bugün birçok emekli doğalgazı bile kullanmıyor, battaniyelerle idare etmeye çalışıyorlar. ‘Az kullanan az, çok kullanan çok ödeyecek’ diyorlar. Bu nasıl bir anlayış olabilir? İnsanlar az kullanıyorlarsa, kullanamadıkları için az kullanıyorlar. Hükümet ise parası olanların bu hizmetleri kullanabileceğini ve onlardan tahsilat yapacağını söylüyor.
Bakan Mehmet Şimşek'in ek vergilerle sürekli emeklinin cebinden bir şeyler almaya çalışması, sosyal devlet anlayışına uymuyor. Ekonomik modelin doğru bir şekilde uygulanması gerektiğini her zaman söylüyoruz. Üretim olmadan enflasyonu düşürmek mümkün değil. Enflasyonun nedeni emekliler değil, bu yüzden emeklilere hak ettikleri ücretler verilmelidir. Bazı kişiler en düşük emekli maaşının 20 bin, 25 bin hatta 30 bin lira olması gerektiğini söylüyor. Emekli, sadece ödediği primlerin karşılığını istiyor. Eğer primlerimin karşılığı 30 bin lira ise, bu miktarı alabilmeliyim. Cumhurbaşkanının iki dudağından çıkan bir karara göre emekli maaşları belirlenmemeli.”