Tarih: 21.01.2025 17:52

Kartalkaya'da acil durum önlemleri eksik mi kaldı?

Facebook Twitter Linked-in

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde başlayan kısa sürede otelin büyük bir bölümünü sararak 66 kişinin ölümüne ve 51 kişinin yaralanmasına neden olan yangını değerlendiren İSG Uzmanı Dr. Rüştü Uçan, bu tür binalarda yangın yükünün doğru hesaplanması, buna uygun önlemlerin alınması ve gerekli izinlerin bu doğrultuda verilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Uçan, "Ne yazık ki, mevcut durumda bu kriterlerin yeterince sağlanmadığı görülüyor" dedi.

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 66 kişinin ölümüne ve 51 kişinin yaralanmasına neden olan yangını değerlendirdi.

BU TÜR BİNALARDA YANGIN YÜKÜ DOĞRU HESAPLANMALI!

Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, toplum olarak yangınla ilgili yeterli tecrübenin olmadığına işaret ederek, “Yangın sırasında insan psikolojisiyle hızlı ve düşünmeden kararlar alınabiliyor. Atlama gibi durumlar olabiliyor. Ancak bu durum tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Oda eğer yangın alanından uzaksa, kapının altını ıslak havluyla kapatıp, pencereden işaret vererek tahliye ekiplerini beklemek daha güvenli bir seçenek olabilir. Bununla birlikte, yangın odaya sirayet etmişse maalesef seçenekler oldukça sınırlı hale geliyor. Bu tür binalarda yangın yükünün doğru hesaplanması, buna uygun önlemlerin alınması ve gerekli izinlerin bu doğrultuda verilmesi gerekir. Ne yazık ki, mevcut durumda bu kriterlerin yeterince sağlanmadığı görülüyor.” diye konuştu.

“Oteller, okullar, hastaneler gibi toplu halde insanların bulunduğu binaların mutlaka itfaiye tarafından tahliye planlarına uygun şekilde projelendirilmesi ve bu projelerin onaylanmış olması gerekir. Bu tür yerlerde çok sayıda insan bir arada bulunabiliyor ve böyle durumlarda güvenlik önlemleri büyük önem taşıyor.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, yangının, başlangıç noktasından çok kısa bir süre içinde çatıya kadar ulaşarak hızla büyüdüğünü söyledi.

BİNANIN ARKASINA ULAŞILAMAMASI BÜYÜK BİR PROBLEM…

Bu tür mekanlarda kullanılan dış malzemelerin yanmaz özellikte olması, yangının yayılmasını önlemede kritik bir rol oynadığını da kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şöyle devam etti:

“Yangının hızlı yayılmasının sebebi şu; normal bir yangının kimyasında, yanma sırasında hava ısınıyor ve ısınan hava yukarı doğru hareket ediyor. Bu sıcak hava, enerjisiyle birlikte yükselerek yanıcı olan her şeyi birkaç dakika içinde tutuşturabiliyor. Burada kullanılan malzeme de ahşap. Ahşap malzemeler için yanmayı tamamen önlemek mümkün olmasa da geciktirmek için çeşitli yöntemler uygulanabiliyor. Ancak burada bu önlemler alınmamış gibi görünüyor. Binalar da oldukça eski yapılar. Kaçış nasıl yapılmış? Yangından kurtulmayla ilgili ne tür önlemler alınmış? Onları da bilemiyoruz. Binanın arkasına ulaşılamaması büyük bir problem. Proje neye göre yapılmış? O projede bunun da önleminin alınmış olması lazımdı.”

İTFAİYE GELENE KADAR NELER YAPILMALI?

İtfaiye gelene kadar nasıl davranılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Eğer odanızda yangın başlamamışsa, öncelikle odanın perdelerini sökün ve halıları geriye doğru iterek yangının ilerlemesini engelleyin. Oda kapınızın altını ıslak bir bez veya havluyla kapatarak duman girişini önleyin. Daha sonra pencereye çıkarak yardım işareti verin ve tahliye için bekleyin. Unutmayın, 3 metreden daha fazla yükseklikten düşme durumunda ölüm riski artabilir; bu nedenle yüksekten atlamadan önce dikkatli olun ve en son çare olarak değerlendirin. Ayrıca, bu ve benzeri bölgelerde en az iki araçlık bir itfaiye ekibi bulundurulmalı ve oteller bu konuda gerekli tedbirleri almalıdır. Bölgede 2 araçlık itfaiye ekibini otel ve ya oteller desteklemelidir.” diye konuştu.

BİNANIN ARKASINA ULAŞMAK İÇİN ÖNCEDEN BİR ÇALIŞMA YAPILMIŞ OLMALI…

Yeni binalarda bazen süslü bir giriş yapmak adına itfaiye giriş yüksekliğinden daha alçak girişler yapıldığına vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Bu kesinlikle olmamalı. İtfaiye ekipleri geldiğinde bu tür düşük girişler, müdahaleyi zorlaştırıyor. Oradan giremediklerinde, o alanı kırıp geçmek oldukça zaman alabilir ve güç olabilir. Yangın durumunda, binanın arkasına ulaşmak için önceden bir çalışma yapılmış ve uygun yollar oluşturulmuş olmalı. Ancak şu an orada kar olabilir, yol olmayabilir ya da yamaç nedeniyle erişim mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlar önceden planlanmalı ve çözümler üretilmelidir.” şeklinde konuştu.

Bu tür yangınlarda ateş çok hızlı yayıldığı için "Çantamı alayım, cüzdanımı alayım?" gibi düşüncelere girilmemesi gerektiğini, "Tahliye edin!" dendiği anda hemen tahliye olunması gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Bu konuda insanlar bazen yanlış bir karar verebiliyor. ‘Cüzdanım kaldı, alayım’ diye gidip, bu esnada boğulup hayatını kaybedebilirler. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor. İnsanları, yangın ve afet anlarında ne yapacakları konusunda bilinçlendirmek çok önemli. Ne yazık ki, bu konuda henüz yeterince bilinçli değiliz.” dedi.

Otomatik söndürme sistemlerinin kurulmuş olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Ayrıca, oteller, hastaneler, üniversiteler, okullar gibi toplu şekilde insanların bulunduğu yerlerde dış cephelerin, özellikle yangına uzun süre dayanabilen malzemelerden yapılması gerekiyor.” ifadesinde bulundu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —