Baraj ve göl manzaralı rezidanslar…
Baraj ve göl manzaralı rezidanslar…
İstanbul’un su kaynakları tehlikede. Kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan baraj havzaları, rant uğruna yapılaşmaya açılıyor. Bu sadece bir şehircilik sorunu değil, doğrudan kamu sağlığını ve yaşam hakkını tehdit eden bir durumdur.
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde, barajların etrafına yapılaşmaya izin verilmez. Çünkü bu sadece su kaynaklarını kurutmakla kalmaz, aynı zamanda barajdan gelen suyun kalitesini bozar, mikroplu suyu halkın tüketmesine sebep olur. Baraj çevresine inşaat yapmak, o su kaynağını fiilen yok etmek anlamına gelir.
DÜNYADA BARAJ HAVZALARINI KORUMAK ZORUNLUDUR..!
• Amerika’da, Almanya’da, Fransa’da baraj çevresinde yapılaşma kesinlikle yasaktır.
• Afrika’daki su kıtlığı çeken ülkelerde bile baraj çevresinde en az 20 km boyunca yapı yasağı vardır.
• Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün su kaynaklarının korunmasıyla ilgili ilkeleri açıktır: Baraj havzaları yapılaşmaya açılırsa, su kaynakları yok olur.
Ancak Türkiye’de, özellikle İstanbul’da bu bilimsel gerçekler hiçe sayılıyor! Baraj havzalarına yakın bölgelerde yapılaşma hızlanıyor ve önlem alınmazsa, İstanbul birkaç yıl içinde büyük bir su kriziyle karşı karşıya kalacak!
BARAJ ÇEVRESİNE İNŞAAT NE ANLAMA GELİYOR?
İstanbul’un içme suyunun kirlenmesi demektir. İnşaat atıkları, kanalizasyon sistemleri ve sanayi faaliyetleri doğrudan barajlara zarar verecek.
Yağmur sularının barajlara ulaşmasını engellemek demektir. Doğal alanlar betonlaştıkça, barajlara su taşıyan dere yatakları yok olacak.
Milyonlarca insanın suya erişimini riske atmak demektir. İstanbul bugün bile dış havzalardan su almak zorunda. Barajlar zarar görürse, şehrin su ihtiyacı tamamen dışa bağımlı hale gelecek!
Su fiyatlarının fahiş seviyelere çıkması demektir. İstanbul’da su azaldığında, su fiyatları hızla yükselecek ve zengin parasıyla suya ulaşırken, dar gelirli vatandaş suya muhtaç kalacak!
Bu senaryo felaket tellallığı değildir. Eğer baraj havzalarına yönelik yapılaşma durdurulmazsa, önümüzdeki 5-10 yıl içinde İstanbul’un su krizi kaçınılmaz hale gelecektir.
YETKİLİLERE ÇAĞRI: BU İMAR PLANI DURDURULMALIDIR!
İstanbul’un su havzaları koruma altına alınmalıdır. Baraj çevresinde yapılaşmaya asla izin verilmemelidir.
Halkın yaşam hakkı gözetilmelidir. Su, temel bir insan hakkıdır ve barajları yapılaşmaya açmak, doğrudan halkın temiz suya erişimini tehlikeye atmaktadır.
Çevre politikaları bilime uygun yürütülmelidir. Şehir planlaması rant odaklı değil, sürdürülebilirlik ilkeleriyle yapılmalıdır.
Bu mesele sadece çevrecileri değil, İstanbul’da yaşayan herkesi ilgilendiriyor. Çünkü su olmazsa hayat olmaz!
Bugün ses çıkarmazsak, yarın musluklarımızdan su yerine beton döküldüğünde şaşırmayalım! İstanbul’u yönetenler, su kaynaklarına ihanet etmeye devam ederse, bu şehrin sonu susuzluk olacaktır.
Baraj manzaralı konutlara hayır bu bir katliamdır ...!
Çetin Ay