Epilepsi her 100 kişiden birini etkiliyor... Farkındalık araştırmasından çarpıcı sonuçlar
Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Nerses Bebek, Dünya Epilepsi Günü’nde Epilepsi Farkındalık Araştırması’nın çarpıcı sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Araştırmaya göre, Türkiye’de 15 milyon kişi yakınlarının epilepsi hastası biriyle evlenmesini istemiyor ve 34 milyon kişi epilepsi nöbeti geçiren birine nasıl müdahale edeceğini bilmiyor.
İSTANBUL (İGFA) - Türk Epilepsi ile Savaş Derneği (TESD), Epilepsi Farkındalık Araştırması’nın sonuçlarını, 10 Şubat Dünya Epilepsi Günü kapsamında açıkladı.
Araştırma sonuçları, epilepsi hastalarını ötekileştiren yaklaşımların devam ettiğini ortaya koyarken, dernek, epilepsi farkındalığını ve toplumsal bilinci artırmak için 2025 yılını ‘mor alarm’ yılı ilan etti.
Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin geçici olarak aşırı artması sonucu ortaya çıkan ve dünyada en yaygın görülen nörolojik hastalıklardan biri olan epilepsinin her 100 kişiden birini etkileyen hastalıkla Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kişinin mücadele ettiğine dikkati çekildi.
Araştırmada şu çarpıcı sonuçlar dikkat çekti:
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Nerses Bebek, nöbet türleri ve şiddeti kişiden kişiye farklılık gösteren epilepsi hastalığının nöroloji uzmanları tarafından teşhis ve tedavi edilebileceğini belirterek, “Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz araştırma, Türk toplumunun epilepsi hastalarına olan yaklaşımının fotoğrafını çekti. Araştırma sonuçları, toplumda yıllardır süregelen derin ön yargılarla mücadele etmek için dokuz yıl önce başlattığımız Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyası sayesinde önemli kazanımlar elde ettiğimizi gösteriyor; ancak daha yapacak çok işimiz var. Toplumsal farkındalığımızı artırmaya önce bakış açımızı değiştirerek başlayabiliriz" dedi.
Epilepsiyle ilgili toplumdaki bilgi eksikliğinin ön yargıları körüklediğini vurgulayan Prof. Dr. Bebek, epilepsinin sadece nörolojik bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir meselesi olduğunun altını çizdi.