O, seçilmedi ama kabul gördü. Ünvan taşımıyor ama itibarla anılıyor.
Avrupa’da, Asya’da, Türkiye’de… İş dünyasının kalbinde, gençliğin ufkunda, diplomatik masaların sessiz dilinde bir isim yankılanıyor: Çetin Ay.
Kimi onu “iş dünyasının duayeni” olarak tanır, kimi “siyasetin vicdanı” olarak. Ama son yıllarda uluslararası çevrelerde en sık duyulan tanım şu oldu:
Ticaretin, gençliğin, ikili ilişkilerin ve çok uluslu CEO network’lerinin onursal başkanı.
Çetin Ay; Almanya merkezli kurumsal yapılarla Avrupa’da güven inşa etti, Çin’le kurduğu stratejik bağlarla üretimi canlandırdı, Türkiye’deki yatırımlarıyla Anadolu’ya güç aktardı. Onun için başarı, yalnızca bilançolarda değil; zihinlerde, gönüllerde ve gelecek planlarında şekillenir.
Ay, klasik bir iş insanı değil. O, görünmeyen masalarda, adı konmamış liderliklerin taşıyıcısı. Devlet aklıyla hareket eden ama siyaseti halkla konuşan bir profil. O nedenle birçok çevrede ona ‘Onursal Devlet Başkanı’ deniyor — bu, makamdan değil, saygıdan doğan bir tanım.
Bugün, dünyanın dört bir yanındaki şirket CEO’ları, gençlik liderleri ve girişim sermayesi temsilcileri, onunla aynı masada olmayı prestij olarak görüyor. Onun kurduğu ilişkiler bir anlaşmadan fazlasını ifade ediyor: güven, istikrar, derinlik.
Çetin Ay neyi beklemiyor, neyi istemiyor – Çetin Ay yapıyor.
Kuruyor, birleştiriyor, dönüştürüyor. İhtiyacımız olanı söylüyor, gerekeni yapıyor.
Ve bunu sessizce, zarifçe ama etkili biçimde yapıyor.
